Kışla Köpekleri
İsmail Doruk hayatın çevrili alanlarından insanların, hayvanların, bitkilerin sesiyle renk veriyor yazdıklarına. Bildiğimizi, içinde olduğumuzu sandığımız hayatlar katı disiplin ve hiyerarşiyle nasıl bir anda her şeyi değiştirebiliyor işte bunu anlatıyor yazar. Okurken bir sinema perdesinden akıp giden görüntülerle oradaymış, olanı yaşıyormuş hissi uyandırıyor.
“Aç köpekler için üzülen Kanuu’nun yapabileceği bir şey yoktu. Yapraklar dökülmüş soğuklar kendini hissettirmeye başlamıştı. Yağmurlu bir sonbahar günü onlarca sivil kamyon kışlaya geldi. Depolardaki malzemeler kamyonlara yüklendi. Auroon endişeliydi. İlk defa böyle bir olayla karşılaşıyordu. Kamyonlar yüklenip gittikten üç gün sonra tekrar geldi. Gene yükleme yapıldı. Kışlanın düzeni yavaş yavaş değişmeye başladı. Yemek saatleri aksadı. Otobüsler geldi. Askerlerin bir kısmı otobüslere binip gittiler. Asker sayısı, yemek miktarı, nöbetçi sayısı azaldı. Depocunun Auroon’a ilgisi kalmadı. Koca koca tırlar defalarca kışlaya doldu. Tanklar, kariyerler, bazı araçlar tırlara yüklendi. Artık her gün kışladan bir şeyler eksiliyordu.”