Ayak İzleri
Ayak İzleri yirminci yüzyılın son yarısından başlayarak, yüzyıl sonlarında iyice kızışan siyasal, toplumsal olayların, bizi, bireysel ve toplumsal özgürlüklerimizi kısıtlayan bir kuşatma altında yaşattığı gerçekliğine tanık ediyor. Yaşamın bütününe el koyanlara, yaşamın yarattığı değerleri oburca yiyenlere, çoğunluğu acı ve yoksulluğun batağına iten küçük bir azınlığa karşı güzellikleri ve mutlulukları paylaşmak için mücadele edenlerin ayak izlerini göreceksiniz. Öyküler gazetelerden, televizyonlardan yaşayarak ya da izleyerek hepimizin tanık olduğu olayların izlenimlerinden oluşuyor; gerçekle ve düşlerle birlikte…
“İlk bakışta güneşle yıkanırken yüzlerinin güldüğünü sandığım bu evler, gene de insanın içine bir huzur veriyordu. İçlerinin karanlığı ile loşluğu, selle biriken her türden yoksunlukların, acıların yarattığı kekremsi bir koku, pencerelerden sürekli olarak dışarı sızıyordu. Bir de kan kokusu vardı.”